Göbeklitepe (MÖ 10.000)

Göbeklitepe (MÖ 10.000)





Malta Tapınakları ve Sümerlerden 6.000, Nuh Tufanından ve Stonehenge’den 7.000, Mısır Piramitlerinden 7.500, Hz.İbrahim’den 8.000, Roma’dan ve Zeugma Mozaiklerinden 10.000 yıl önce Göbeklitepe vardı. Göbeklitepe’de yapılan kazılarda, yerleşik yaşama geçişle ilgili mevcut bilgileri alt üst edecek buluntular ortaya çıkmıştır. Göbeklitepe, MÖ 10.000 yani günümüzden 12.000 yıl öncesine tarihlenen Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem’e ait bir inanç merkezidir. 80 dönümlük alana sahip olan ören yeri, Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2005 yılında 1. Derece arkeolojik sit alanı ilan edilmiştir. Göbeklitepe yerleşiminin özelliğini anlamak için öncelikle Neolitik Dönem hakkında bilgi vermek gerekmektedir. Neolitik Dönem, Paleolitik ve Mezolitik Dönemlerden sonra gelir. Neolitik; “Yenitaş” anlamına gelmektedir. Bu döneme “Cilalı Taş Devri” de denir. İnsanoğlu ilk kez, Neolitik Dönem ’de doğa ile olan ilişkisini kendi lehine çevirerek, avcılık ve toplayıcılık ile birlikte tarıma da yönelmiştir. Yabani şekilde yetişen buğday, arpa, mercimek türü ürünleri deneme yanılma yoluyla ekmeye başlayan insanoğlu, zamanla en iyi ürünü bulmuştur. Yine bu dönemde hayvanların evcilleştirilmesi gerçekleşmiş, ilk dini ve sivil mimari örnekleri ortaya çıkmaya başlamıştır. VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ Şanlıurfa Kültür ve Turizm Rehberi (148) Nevali Çori’de Kalker Erkek Başı İlimizde özellikle Harran Ovası’nı 30-40 km. mesafelerle bir hilal şeklinde çevreleyen tepelerde bulunan Göbeklitepe, Karahantepe, Sefertepe, Hamzantepe ve Balıklıgöl çevresi Neolitik Dönem’in en önemli yerleşimleridir. Bu yerleşim yerlerinin neredeyse tamamı günümüzden 12.000 yıl öncesine ait 1. Derece sit alanlarıdır. Ayrıca aynı dönemlere tarihlenen, Hilvan ilçesine bağlı Kantara Köyü ile Süleyman Bey Mahallesi arasında yer alan Nevali Çori (Hastalıklar Vadisi), Bozova ilçesinde bulunan Biris Mezarlığı, Sögüt Tarlası ve Akarçay Tepe, son olarak Harran Ovası’nda bulunan yaklaşık 250 höyük gibi, keşfedilmeyi bekleyen birçok höyük, Neolitik Döneme ait mimari yapıların olduğu yerleşim merkezleridir. Şanlıurfa il merkezinin 18 km. doğusunda Örencik (Karaharabe) Köyü’nün 4 km. kuzeydoğusunda yer alan Göbeklitepe, adını bölgede bulunan yatır mezardan (ziyaretten) almaktadır. İlk kez 1963 yılında İstanbul ve Chicago Üniversitelerinin işbirliği ile hazırlanan “Güneydoğu Anadolu Bölgesi Araştırma Projesi” çerçevesinde gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında, İstanbul Üniversitesinden Prehistorya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halet ÇAMBEL ve Chicago Üniversitesinden Prof. Dr. Robert BRAIDWOOD tarafından keşfedilmiştir. 1995 yılında Şanlıurfa Müze Müdürlüğü başkanlığında ve Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Arkeolog Harald HAUPTMANN’ın danışmanlığında yüzey araştırmaları yapılmış ve 1996 yılından 2006 yılına kadar Şanlıurfa Müze Müdürlüğü başkanlığında ve Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Arkeolog Klaus Schmidt danışmanlığında kazı çalışmaları sürdürülmüştür. Göbeklitepedeki kazı çalışmaları, 2007 yılından itibaren Bakanlar Kurulu kararı ile Alman Arkeoloji Enstitüsünden Arkeolog Klaus Schmidt başkanlığında yürütülmüştür. yürütülmekteydi. Ancak 2014 kazı döneminin ardından Profesör Arkeolog Klaus Schmidt vefat etmiştir. Kazılar 2015 yılı itibariyle Şanlıurfa Müzesi Başkanlığında Arkeoloji Enstitüsü danışmanlığında devam etmektedir. Göbeklitepe’de ortaya çıkarılan ilginç buluntular arasında çöl varanı, sürüngen kabartmaları, yaban domuzları, turna, leylek, tilki, yılan, akrep, koyun, aslan örümcek ve kafası olmayan insan kabartması, erkeklik organı abartılı olarak tasvir edilmiş erkek heykelleri vb. ortaya çıkan bulgular 12.000 yıl önce yerleşik hayata geçen bu dönem insanının inançlarını yansıtan önemli bulguları oluşturmaktadır. Göbeklitepe üzerinde yapılan jeomanyetik ve georadar taramalarda çapları 20 ile 30 metreye varan daire biçimli 20 adet tapınma amaçlı kullanılan alan tespit edilmiş, bunlardan ancak bir kısmı bugüne kadar ortaya çıkarılabilmiştir. Yapılan arkeolojik kazılar, Göbeklitepe’nin olağan dışı buluntuları ile dinsel/ kutsal bir buluşma merkezi olduğu kanısını uyandırmakta ve yayınlar hep bu yönde yapılmaktadır. TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ Şanlıurfa Kültür ve Turizm Rehberi Göbeklitepe hakkındaki genel yanılgılardan biri; bölgenin bir yerleşim alanı olarak algılanmasıdır. Ancak bu doğru değildir. Yapılan arkeolojik araştırmalar göstermiştir ki; Göbeklitepe Neolitik Tapınak Alanı, dönem insanlarının belirli zamanlarda bir araya gelerek ibadet ettikleri bir yerdir. En yakın yerleşim güneybatı yönünde, 3 km. uzaklıkta bulunan Örencik köyüdür. Tapınağın bizzat onu kullananlar tarafından MÖ 8.000’lerde gömüldüğü tahmin edilmektedir. Sonuç olarak: Mimarlık tarihi, insanoğlunun avcı ve toplayıcı toplumdan yerleşik topluma geçmesi ile başlar. Göbeklitepe’de bulunan 12.000 yıllık yapılar, mimarlık tarihinin başlangıcı olarak kabul edilmiştir. İnsanoğlunun tek tanrılı dinlerden önceki çok tanrılı döneme ait ilk tapınağı, MÖ 4.000 yılına tarihlenen Malta Adası’ndaki tapınak olarak biliniyordu. Göbeklitepe Tapınağı’nın tespiti ile bu bilgiler geçerliliğini yitirmiş ve insanoğlunun ilk tapınağının günümüzden 12.000 yıl öncesine tarihlenen“Göbeklitepe Tapınağı” olduğu bilimsel verilerle kanıtlanmıştır. Bu tespit ile birlikte arkeoloji tarihi yeniden yazılmaya başlanmıştır. Göbeklitepedeki steller (“T” şeklindeki dikili taşlar) üzerinde bulunan kabartmalı yabani hayvan ve bitki figürleri dünyada heykeltıraşlık ve plastik sanatlarının ilk örneği olarak kabul edilmektedir. Yani günümüz resim sanatının taşa kazınarak yapıldığı en eski resimler Göbeklitepe’de yapılan resimlerdir.